RUH SAĞLIĞI

 

10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı günü idi.Ruh sağlığının önemi ve sağlıklı bir birey olmak için beden ve ruh sağlığının bütünlük içinde olması gerektiğini biliyoruz.Ruh sağlığı bu nedenle anlam ve önem taşımaktadır.Günümüz koşullarında sıkıntı yaşamayan,iyiyim,mutluyum,hayatımdan memnunum diyen insan sayısı sınırlıdır.Herkesin kendine göre sorunları ve bu sorunların yarattığı sıkıntıları var.Bu nedenle kişiler bu sıkıntılarını gidermek için farklı arayışlara ve yöntemlere başvurmaktadır.Bu ihtiyacın doğurduğu çok farklı çözüm önerileri ve yöntemlerini duymaktayız.Ne olduğu,nasıl etki gösterdiği,bilimsel içeriği çok bilinmeyen yöntemler ve uygulamalardan kişilerin nasıl etkileneceği çok fazla düşünülmemekte.Çok büyük umutlarla başlanan sözde tedaviler hayal kırıklığı,

TOPLUMSAL CİNSİYET

 

Yeni insanlarla karşılaştığımızda ,onları erkek yada kadın olarak ayırırız.İnsanları ve nesneleri erkek yada dişi olarak gruplara ayırma sürecine toplumsal cinsiyet damgalaması adı verilir.Fiziksel özellikleri bize bu konuda ipuçlarını verir.Anababalar çocukların cinsiyetleri açıkça anlaşılabilecek biçimlerde giydirirler.Erken yaşlarda çocuklar,oyuncak bebeklerin ve pişirme araç ve gereçlerinin kızlar;oyuncak kamyon ve silahlarında erkekler için olduğunu öğrenirler.Dört yaşındakilerin çoğunluğu polisliğin ,inşaat işciliğinin,askerliğinin erkek;sekreterlik,öğretmenliğin ise kadın işleri olduğuna inanır.Toplumsal cinsiyet tiplemesi yetişkinliktede devam eder.Evli çiftler genellikle çimenleri biçme ,çöpleri atma,mangal yakma gibi erkeğin işleriyle;ev temizliği ve çocuk bakımı gibi kadın işleri arasında ayırım yaparlar.

PATOLOJİK YAS

 

Birkaç gün önce yaşamın kıyısında filmini izledim.Film insanın içine işliyor,filmde talihsiz bir kaza sonrası üç evladını kaybeden bir babanın yaşadığı derin acı ,suçluluk duyguları ,yasının hala devam ettiğini görüyoruz.Gerçekten çok etkileyici,izlerkenve sonrasında film sizi çok etkiliyor.Ölüm ;doğum,hastalık ve sağlık kadar tıbbı ilgilendiren, hepimizin sıklıkla karşılaştığı bir durumdur.Yas,geri dönüşü olmayan kayba karşı verilen doğal tepkidir.Bu tepki,geride kalanın enerjisini,kayıp dışı yaşama aktardığında tamamlanır.Yas tepkisi yaşanması gereken ağrılı bir vazgeçiştir.Yas sürecinde bireysel farklılıklar olamasına rağmen,genel olarak üç ayrı dönemden oluşan süreç yaşanır.1-Şok ve inkar 2-Sıkıntı-huzursuzluk hali ve sosyal geri çekilme 3-Yeniden yapılanma .Yas süreci ,bireyin kişiliğinden ,önceki yaşam deneyimlerinden,kaybın anlamından,kaybedilenle ilişkinin yapısından,sosyal ilişkilerinden o andaki yaşam olaylarından,sağlık durumundan etkilenir.Eğer yas süreci başarıyla tamamlanırsa,yas tutan işine ,sosyal rollerine geri döner ve yeni hedeflere yönellir.Patolojik yas süreci ise ,bireyin biyopsikososyal fonksiyonlarını bozar.Yas sürecinde bireysel faktörler kadar kültürel faktörler de önemlidir.Bizim toplumumuzda ölümün arkasından birtakım dini ve kültürel rituellerle kayıp yaşantısı yakınlar arasında paylaşılır.Kaybın olduğu günden başlayarak 7,40,52.günlerde paylaşılarak yaşanan ritueller sureç için kolaylaştırıcı faktörlerdir.Ortalama 6 ay-1 yıl yaslı kişinin desteklenmesi sorunların paylaşılması söz konusudur.Ama bazen yıldönümleri gibi yaşantılar kişiyi zorlayabilir.

ANTİSOSYAL KİŞİLİK BOZUKLUĞU

 

Toplumda psikopat olarak nitelenen kişilerdir.Erkeklerde daha sık olarak rastlanır.Cezaevi populasyonunun %75 ini oluşturur.Başkalarının haklarını saymama,saldırıda bulunma ,toplumsal davranışlara ve yasalara uymama ,sürekli yalan söyleme,kişisel çıkarları ve zevki için başkalarını atlatma,dürtüsellik veya gelecek için plan yapmama ,kavga,dövüşlerle belirgin saldırganlık ve sinirlilik,bir işi devam ettirememe veya mali yükümlülüklerini yerine getirememe sürekli sorumsuzluk belirgin özellikleridir.Başkasına zarar vermesine,suç işlemesine rağmen ilgisizdir ve kendine göre mantıklı açıklamalar getirir ve vicdansızdır.

START TYPING AND PRESS ENTER TO SEARCH