DÜŞÜNCE VE DUYGU İLİŞKİSİ

 

İnsanların işlevselliğinin üç ana boyutu vardır.Bunlar düşünceler,duygular ve davranışlardır.Bu üç alan birbiriyle ilişki içindedir,birinde olan bir değişiklik çoğunlukla diğer ikisindede birtakım değişikliklere yolaçar.Dolayısıyla insanlar bir olay hakkında düşünme biçimlerini değiştirirlerse,büyük bir olasılıkla bu olayla ilgili duygularını ve bu olaya ilişkin davranışsal tepkilerini de değiştirirler.Davranışlarımızdaki değişikliklerde benzer biçimde düşüncelerimizde değişikliğe yol açar.Örneğin yapmaktan korktuğumuz bir şeyi birçok kez yaparsak artık ondan korkmayabiliriz.

İnsanların duygularının en önemli belirleyicisi düşüncelerdir.Bizim kendimizi nasıl hissettiğimizi belirleyen ,olaylar yada insanlar değil bunlar hakkında nasıl düşündüğümüzdür.Gösterdiğimiz duygusal tepkilerin doğrudan sorumlusu bizim algılarımız ,daha doğrusu algılarımıza ilişkin kendi değerlendirmelerimizdir.Ne düşünüyorsak onu görür onu yaşarız.

Ruhsal rahatsızlıklarımızın başlıca belirleyicisi işlevsel olmayan düşünce biçimimizdir.İşlevsel olmayan düşünce biçimi ,abartma ,aşırı genelleme,mantıksız ,geçersiz varsayımlarda bulunma ,yanlış çıkarımlar yapma ,salt iyi yada salt kötü,salt doğru yada salt yanlış gibi düşüncelerle kendini gösterir.

Düşünce biçimimizi değiştirme yaşadığımız sıkıntıyla başetmemize yardımcı olacaktır.Belimizi büken taşıdığımız yük değil onu nasıl taşıdığımızdır.

Hem genetik,hemde çevresel etkenleri kapsayan birçok etken ,akılcı olmayan bir biçimde düşünmemize yol açar.Akılcı olmayan düşüncelerin değiştirilmesi,bunları tanımayı üzerine gitmeyi ve bakış açısını değiştirmek için etkin ve sürekli bir çabayı gerektirir,böylece yaşanan ruhsal sıkıntı azalacaktır.

 

About the Author :

Leave a Comment

START TYPING AND PRESS ENTER TO SEARCH