İNTİHAR

Bu hafta 2 doktor ve bir doktor adayının intihar ederek yaşamına son vermesi  hepimizi çok üzdü .Neden insanlar yaşamına son vermek ister sorusunun cevabını herzaman bulamayız.Kader ve acıdan kaçış,umutsuzluk duygusundan kaçış,ölen bir sevilenle yeniden birleşme özlemi,stresli yaşam koşullarından kaçış ,aile onurunu korumanın bir yolu,stresli ve yoğun çalışma koşulları gibi bir çok neden sayılabilir.Dünyada yılda bir milyon kişi intihar ederek yaşamına son vermektedir.Her 3 saniyede bir intihar girişimi olmakta,her 40 saniyede intihar nedeniyle bir kişi ölmektedirBu oran cinayet sonucu ölümlerden daha fazladır.İntihar girişimleri kadınlarda daha fazla iken,tamamlanmış intihar sonucu ölümler erkeklerde daha fazladır.Genç erişkin ve ergenlerde intihar ölüm nedenleri arasında önemli bir yere sahiptir.En yüksek intihar oranları sıklıkla yaşlılarda görülür.Psikiyatrik hastalarda intihar önemli bir ölüm nedenidir.Depresyon,bipolar affektif bozukluk,psikotik bozukluklarda intihar oranı yüksektir.Eş zamanlı alkol ve madde kullanımının olması olasılığı artırır.Depresyonda intihar sonucu ölümler %15 oranında görülmektedir.Kadınlarda hem cinsel kötüye kullanım hemde fiziksel şiddete maruz kalma kadın intihar ve girişimlerinde önemli bir etkendir.

RUH SAĞLIĞI

 

10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı günü idi.Ruh sağlığının önemi ve sağlıklı bir birey olmak için beden ve ruh sağlığının bütünlük içinde olması gerektiğini biliyoruz.Ruh sağlığı bu nedenle anlam ve önem taşımaktadır.Günümüz koşullarında sıkıntı yaşamayan,iyiyim,mutluyum,hayatımdan memnunum diyen insan sayısı sınırlıdır.Herkesin kendine göre sorunları ve bu sorunların yarattığı sıkıntıları var.Bu nedenle kişiler bu sıkıntılarını gidermek için farklı arayışlara ve yöntemlere başvurmaktadır.Bu ihtiyacın doğurduğu çok farklı çözüm önerileri ve yöntemlerini duymaktayız.Ne olduğu,nasıl etki gösterdiği,bilimsel içeriği çok bilinmeyen yöntemler ve uygulamalardan kişilerin nasıl etkileneceği çok fazla düşünülmemekte.Çok büyük umutlarla başlanan sözde tedaviler hayal kırıklığı,

TOPLUMSAL CİNSİYET

 

Yeni insanlarla karşılaştığımızda ,onları erkek yada kadın olarak ayırırız.İnsanları ve nesneleri erkek yada dişi olarak gruplara ayırma sürecine toplumsal cinsiyet damgalaması adı verilir.Fiziksel özellikleri bize bu konuda ipuçlarını verir.Anababalar çocukların cinsiyetleri açıkça anlaşılabilecek biçimlerde giydirirler.Erken yaşlarda çocuklar,oyuncak bebeklerin ve pişirme araç ve gereçlerinin kızlar;oyuncak kamyon ve silahlarında erkekler için olduğunu öğrenirler.Dört yaşındakilerin çoğunluğu polisliğin ,inşaat işciliğinin,askerliğinin erkek;sekreterlik,öğretmenliğin ise kadın işleri olduğuna inanır.Toplumsal cinsiyet tiplemesi yetişkinliktede devam eder.Evli çiftler genellikle çimenleri biçme ,çöpleri atma,mangal yakma gibi erkeğin işleriyle;ev temizliği ve çocuk bakımı gibi kadın işleri arasında ayırım yaparlar.

PATOLOJİK YAS

 

Birkaç gün önce yaşamın kıyısında filmini izledim.Film insanın içine işliyor,filmde talihsiz bir kaza sonrası üç evladını kaybeden bir babanın yaşadığı derin acı ,suçluluk duyguları ,yasının hala devam ettiğini görüyoruz.Gerçekten çok etkileyici,izlerkenve sonrasında film sizi çok etkiliyor.Ölüm ;doğum,hastalık ve sağlık kadar tıbbı ilgilendiren, hepimizin sıklıkla karşılaştığı bir durumdur.Yas,geri dönüşü olmayan kayba karşı verilen doğal tepkidir.Bu tepki,geride kalanın enerjisini,kayıp dışı yaşama aktardığında tamamlanır.Yas tepkisi yaşanması gereken ağrılı bir vazgeçiştir.Yas sürecinde bireysel farklılıklar olamasına rağmen,genel olarak üç ayrı dönemden oluşan süreç yaşanır.1-Şok ve inkar 2-Sıkıntı-huzursuzluk hali ve sosyal geri çekilme 3-Yeniden yapılanma .Yas süreci ,bireyin kişiliğinden ,önceki yaşam deneyimlerinden,kaybın anlamından,kaybedilenle ilişkinin yapısından,sosyal ilişkilerinden o andaki yaşam olaylarından,sağlık durumundan etkilenir.Eğer yas süreci başarıyla tamamlanırsa,yas tutan işine ,sosyal rollerine geri döner ve yeni hedeflere yönellir.Patolojik yas süreci ise ,bireyin biyopsikososyal fonksiyonlarını bozar.Yas sürecinde bireysel faktörler kadar kültürel faktörler de önemlidir.Bizim toplumumuzda ölümün arkasından birtakım dini ve kültürel rituellerle kayıp yaşantısı yakınlar arasında paylaşılır.Kaybın olduğu günden başlayarak 7,40,52.günlerde paylaşılarak yaşanan ritueller sureç için kolaylaştırıcı faktörlerdir.Ortalama 6 ay-1 yıl yaslı kişinin desteklenmesi sorunların paylaşılması söz konusudur.Ama bazen yıldönümleri gibi yaşantılar kişiyi zorlayabilir.

ANTİSOSYAL KİŞİLİK BOZUKLUĞU

 

Toplumda psikopat olarak nitelenen kişilerdir.Erkeklerde daha sık olarak rastlanır.Cezaevi populasyonunun %75 ini oluşturur.Başkalarının haklarını saymama,saldırıda bulunma ,toplumsal davranışlara ve yasalara uymama ,sürekli yalan söyleme,kişisel çıkarları ve zevki için başkalarını atlatma,dürtüsellik veya gelecek için plan yapmama ,kavga,dövüşlerle belirgin saldırganlık ve sinirlilik,bir işi devam ettirememe veya mali yükümlülüklerini yerine getirememe sürekli sorumsuzluk belirgin özellikleridir.Başkasına zarar vermesine,suç işlemesine rağmen ilgisizdir ve kendine göre mantıklı açıklamalar getirir ve vicdansızdır.

MUTLULUK

 

Mutluluk sözlük anlamı olarak bütün özlemlere,bütün isteklere eksiksiz bir biçimde ve sürekli olarak erişilmekten duyulan kıvanç durumu.Bir isteği,özlemi yerine geldiğinde duyumsanan sevinç olarak tanımlanmaktadır.Mutluluk üzerine düşündüğümüzde nelerin bizi mutlu ettiği nelerin etmediğini farkederiz.İnsanlara nasıl hissediyorsunuz diye sorduğumuzda genelde aldığımız cevap idare eder.Bu cevap bir çok yöne çekilebilir.İnsanların mutluluk tanımları ve algıları kişiye özel değişiklikler gösterebilir.Hayatta her istediğinin olması,çok para,mükemmel bir iş,iyi giden bir ilişki insanların mutluluğu için yeterli olabilirmi?Tüm bunlara sahip olupta mutsuz olan insanlarla da karşılaşmaktayız.Yaşadığı andan keyif alma ve gelecekteki amaçları için adımlar atan insanların hayat enerjileri ve mutlu olma olasılıkları daha fazla olabilirmi?Beyin karmaşık bir yapıdır ve bu duygu üzerinde önemli bir role sahiptir.

EĞİTİM DÖNEMİ

 

Okulların açılmasıyla hem öğrenciler hemde veliler için zorlu bir dönem başladı.Eğitim sisteminde ki karmaşa ne yazıkki hem öğrencilerde hem de velilerde kaygının artmasına neden olmakta.Sınav sistemi,ödevler öğrencileri olduğu kadar veli olarak bizleride çok yormakta.Veliler çocuklarından daha çok başarı beklemekte bu nedenlede bazen çocuklara baskı yapabilmektedir.Genel inanış çocuk için daha çok çalışmasının başarıyı artıracağı ile ilişkilidir.Başarı çalışmanın süresiyle değil sistemli ve düzenli çalışmayla elde edilir.Bilgi birikimi iyi ve düzenli bir eğitim ve öğretimle mümkündür.Yapılan en temel hata eğitimin sadece sınav odaklı düzenlenmesi,çocukların sınavda başarıya odaklanmasıdır.

DEPRESYON

 

Genel bir mutsuzluk hali depresyon mudur?Kişiler mutsuzluklarını genelde depresyondayım diye anlatmaya çalışıyorlar.Aslında yaşanan olumsuz olaylar karşısında verdiğimiz huzursuzluk,üzüntü,karamsarlık gibi duyguları depresif duygular diye adlandırıyoruz ,bunlar olaylar düzeldiğinde bir kaç gün içinde ortadan kalkan duygulardır.Hayatın normal bir parçasıdır.

Major depresyon ise beyni etkileyen bir hastalıktır.Beyindeki nörotransmitterlerin (beyin hormonları) dengesinin bozulması sonucunda ortaya çıkmaktadır.Hastalık tanısının ortaya çıkması için belirtilerin en az 2 hafta sürmesi mesleki ve sosyal işlevselliği belirgin olarak etkiliyor olması gerekmektedir.

START TYPING AND PRESS ENTER TO SEARCH